7 Ocak 2017 Cumartesi

Eylül, kilyos, kamp

Eylül ayı gri renk gibidir. Gündüz üreme sistemi organlarından(taşak) ter akarken akşam sindirim sisteminin çıkış organı(göt) donar. Dolayısıyla eylül ayında güzel bir hatıranız olsun istiyorsanız eğer; gri rengine çok çok az da olsa tahammülünüzün olması gerekir çünkü eylül ayının en güzel kısmı gri kısmıdır. Sıcağın soğukla dans ettiği, güneşin; gölgenin kulağına ayıp şeyler fısıldadığı zaman.. Yani öğleden sonrası.

Eylül ayının öğleden sonrası Kilyos ile kankadır. Çünkü Kilyos iyidir. Kilyos candır. Kilyos insanın kendine yakışanı giymesidir. Kilyos İstanbul keşmekeşine hem en yakın hem de en uzağıdır. Kilyos en uzağa kaçabileceğin en yakın noktadır bir İstanbul'da ikamet eden için. Sarıyerin piçliği de yoktur kilyosta, şilenin soğukluğu da.. kilyos iyidir.. (bkz. Sergen Yalçın)

Kilyos ve eylül birleşim kümesinin kesişim noktası en iyi ihtimalle öğleden sonradır demiştik (bkz. İlk paragraf) ( A n B ). Bu kümeyi tek başına ele almak pek bişey ifade etmez ilk başta, dairesel duran kümeyi papatyaya benzetmek için başka daireseller eklemek süper olabilir. Niye? Papatya güzeldir ve sevgi içerir (bkz. seviyor-sevmiyor).

Eylül ayında bir öğleden sonra kilyosta bir volkswagen minibüsünüz varsa ( camper/weekender) ve hem de o volkswagen minibüs havasoğutmalı klasik volkswagen minibüs ise tadından yenmez. Kıyamazsınız yemeye. Anne eli değmiş gibi. Hani sanki askere gittiniz döndünüz ve anneniz o akşam en sevdiğimiz yemeği pişirecek. Normalde silip süpürürsünüz ama eve gitmeden 4-5 bira içmişsiniz. Mide davul gibi. İşte o durumdaki anne yemeğidir klasik havasoğutmali volkswagen minibüs ile eylül ayının bir öğleden sonrası kilyosta kampta olmak.. Tadından yenmez! (Bu paragrafta klasik havasoğutmalı volkswagen için birşeyler yazmaya tenezzül etmedim. Çocuğumu keserim. Net)

Eğer eylül ayında bir öğleden sonra kilyosta klasik havasoğutmalı bir volkswagen minibüs ile kamp yapıyorsanız; hali hazırda aldığınız keyif ve hissettiğiniz mutluluğu bir üst seviyeye çıkaracak olan, ihtiyacınız olan yegane şey; eylül ayında kilyosa klasik havasoğutmalı klasik volkswagen minibüs ile kampa giderken öğlen vakti içeceğiniz ev yapımı "bıyıklı pilsner" biranın bıraktığı mahmurluktur. Öğlen içilen biranın öğleden sonraya bıraktığı mahmurluğun tadını google'da arasanız bulamazsınız. ("Bıyıklı pilsner" birayı da övmeye ihtiyaç duymadım. Tatmak için sıra numarası alınız. Önünüzde bekleyen kişi sayısı 135)

Eğer eylül ayında bir öğleden sonrası kilyosta klasik havasoğutmalı bir volkswagen minibüs ile öğlen içilen "bıyıklı pilsner"in mahmurluğu ile kamp yapıyorsanız, sizin eksiğiniz sanattır. Ve sanatın temel taşlarından birisi edebiyattır. Ve edebiyatın hammaddesi yazıdır. Ve yazının vücut bulduğu, anlamlandığı, aynaya baktığı, naber lan filan diye selamlaştığı yer kitaptır! Bir kitap okumanız şarttır asıl mutluluğa giden basamakları bir adım daha tırmanabilmek için.

Eğer eylül ayında bir öğleden sonrası kilyosta klasik havasoğutmalı bir volkswagen minibüs ile öğlen içilen biranın mahmurluğunu yaşarken biraz daha mutlu olmak isterseniz... 

Yanınıza sevdiğinizi alın!

Özet geç piç diyenleri duyuyor gibiyim. Kısaca;

Eylül ayı olsun mümkünse. Al sevdiğini. At arabaya. Aç biranı. Yolda bağıra çağıra şarkını/türkünü söyleyerek var kilyosa. Aç kampetlerini bir ağacın altına. Öğleden sonraya denk getir mümkünse. Önüne bir kitap aç ve beraber oku biranı içerken. Önünü, arkanı, sağını, solunu düşünme! Hepsi sobe zaten! Siktiret!