30 Aralık 2016 Cuma

Balık...

Balık düşün bir tane. Öyle büyüğünden değil. Ama iyi yüzeninden. Okyanus balığı. Aynı okyanus içinde dereler, boğazlar, akıntılar aşan... Kıyıya varmak üzereyken yakalanıp akvaryuma atılan. Akvaryumdaki hayata alışmışken iyi bir kalp tarafından denize bırakılan.. Denize alışmaya çalışırken akvaryuma, oradan denize, oradan okyanusa, tekrar akvaryuma... Bitsin artık diye beklerken kendini bir rakı masasında meze olarak bulan balığı düşün sevgilim.. Anla o balığı..

Selanikte bir meyhane.. 

Öylesine değil ama öylesine...

"Onunla konuştuğumuz, ondan beklediğim, ona vaad ettiğim herşey bir bayanla ilgili konular. Ve hayatımdaki kadının genel yaşantımdaki yüzdesel yerini tam söyleyemediğim için düşüncelerimden emin değilim. Ben şöyle yapacağım, ben böyleyim demekle olmaz ki! Tamam belki ona hep değer verdiğimi göstereceğim ama sadece beraber olduğumuz zamanlarda. Beraber değilken, arkadaşlarımla bira içmem onu daha çok mutsuz edebilir" diye bitirdi konuşmayı. Doktor gözlerini hastasının üzerinde gezdirirken uzamış çene sakalını kaşıyordu. Ne diyeceğini bilemediği için sessizliği uzatmayı tercih etti. Artık can sıkıcı hale gelen beklemeden sonra "Anlıyorum" diyerek sonlandırdı sedece yelkovan sesinin hüküm sürdüğü sessizliği.


07/12/2016... samatya